15 Ocak 2016

Mertkan'ın 2015 Z Raporu

Geçenlerde beni sevdiklerinden hiç şüphem olmayan bir iki dosttan şu benim meşhur "Mertkan'ın 2015 Z Raporu" ile ilgili eleştiriler aldım. İşte "Sen hayırdır mütevazi adamsındır ne bu, şunu yaptım, bunu yaptım diye bağırma halleri", "Hiç cool durmuyor" vesaire tadında... Belki aranızdan da böyle düşünenler olmuştur. Düşündüklerini çekinmeden söyleyen dostlarım olduğu için şanslıyım. Bu sebeple önce onlara teşekkür etmek isterim.

Kendilerine tatmin edici cevaplar verdiğimi düşünüyorum ki benim açımdan olaya bakabildiler.

Peki çevresinde yaptığı şeyleri çok, hatta hiç anlatmayı sevmeyen birisi olarak tanınırken neden "Mertkan'ın 2015 Z Raporu" diye bir olaya girdim?

-Öncelikle "Z Raporu nedir?" onu bir açıklığa kavuşturalım. Esnaf olanlar bilirler. Her mesai sonunda yazarkasadan tüm gün yapılan satışların listelendiği bir çıktı alınır ve saklanır. Z Raporu ona denir. Bilmiyorum yeni nesil yazarkasalarda hala aynı işlem yapılıyor mu?-

Aslında her şey değerli sanatçı, müzik yazarı ve radyo programcısı üstad Murat Beşer'in 2016 yılbaşından hemen sonra Facebook hesabında üzülerek paylaştığı "Maalesef bu sene koyduğum 100 kitap okuma hedefinde 73'te kaldım" iletisiyle başladı. 2015'i ikibuçuk kitapla bitirmiş birisi olarak bir utanç kapladı ki içimi sormayın.
Neyse sonra titreyip bir kendime geldim ve sordum "Tamam kitap okuyamadın da neler yaptın koskoca senede?" diye. Mesela bu noktada Facebook inanılmaz yardımcı oldu. Unuttuğum bir çok şeyi zaman tünelimde görünce hatırladım.
Koskoca seneyi boşa geçirmiş olamazdım ya. Başladım. Bulduğumu, hatırladığımı hepsini tek tek not aldım kenara. Çok tatmin olmamış olsam da fena bulmadım. Yani koskoca seneyi boşa geçirmemiş olduğumu görüp biraz mutlu oldum ama tabii bu arada yapmadığım, bitirmeyip yarım bıraktığım ne çok şey varmış onları da gördüm. Yine utandım ama yüzleştim. Kendime yarım kalan işleri bitirmek üzere söz verdim.

Sonra durdum dedim ki Murat Beşer'in bir paylaşımı bende böyle bir aydınlanma sağladıysa ben de birilerine belki ışık tutabilirim. Sonuçta gizli kalması daha şık, daha makbul olan hayır işlerimi sıralamayacaktım.

Bir de ben sevdiğim, sevmediğim insanların başarılarıyla hep motive oldum. Bir çok farklı kafadan çıkanları okuyunca bambaşka bakış açıları yakalayabildiğimi bu sayede daha geniş bir vizyona sahip olabildiğimi gördüm. Ayrıca şu "tu kaka" sosyal medyayı kendi açımdan en fazla faydayı sağlayabilecek şekilde kullanabildiğimi düşünüyorum. 

En basitinden Gezi Parkı zamanında müzik dolayısıyla beni seven, takip eden insanların Facebook'tan önce "Sen de teröristmişsin abi, yazıklar olsun"yazdıklarını, yaptığım paylaşımlardan sonra "Abi özür dilerim bizim televizyondan gördüklerimiz bambaşka" diye mesaj attıklarını biliyorum. Amacım hiç bir zaman insanların fikirlerini değiştirmek olmadı. Sadece bakış açısı kazandırmak için çabalarım diyebilirim. Zaman zaman da başarabildiğimi gördüm.

Diyeceğim o ki siz de yazın. Belki birileri utanır, titrer kendine gelir. Birileri sizden ilham alır, harekete geçer. Dünya daha güzel bir yer olur. İnsanlar yapabildiklerini, başarabildilkerini görüp kendilerini özel hissederler. Özgüveni yüksek, haliyle mutlu bireylerden oluşan bir toplum oluruz. O zaman savaşmayız da.



İşte bu sebeple egosu tavan yapmış denmesi pahasına "utanmadan" yaptıklarımı sizlerle paylaştım. Dilerim ilham verir, motive eder :)

Sevgiler.





Mertkan'ın 2015 Z Raporu :)

Sevgili kardeşim müzisyen Toygar Canbay'a katıldığı uluslararası bir soundart yarışmasında, kendisinin yönetmenliğinde hazırladığım videoyla destek verebilme mutluluğunu yaşadım. Şubat soğuğunda Validebağ korusunda sabaha karşı 4'te yaptığımız çekim unutulmaz hatıralarım arasına girdi smile ifade simgesi 2014'ün son aylarında da kendisiyle Validebağ korusunun karşı karşıya olduğu tehlikeyle ilgili farkındalığı artırmak için aşağıdaki bağlantı adresinden ulaşabileceğiniz bir diğer video daha hazırlamıştık. 





2009'dan beri bir parçası olduğum, defalarca ödüle layık görülmüş, 50 milyondan fazla izlendiğini tahmin ettiğimiz sosyal sorumluluk projesi Doğa İçin Çal'ın 6. projesinde yine büyük mutlulukla yer aldım. Sesine hayran olduğum sevgili Gülçin Ergül ile söylemek unutulmazdı smile ifade simgesi



Mertkan'ın 2015 Z Raporu
Volkswagen Arena'da gerçekleşen TEDxIstanbul'da binlere karşı konuşmak eşsiz bir deneyimdi! 



Mertkan'ın 2015 Z Raporu
İlk kez bir klip çekmişim, Sanat Yönetmenliğini Zeynel Abidin AĞGÜL yapmış, o da KRAL TV'de yayınlanmış.

smile ifade simgesi




İlk kısa film denemem "kakaneka"nın pek olumlu tepkiler almaması öylesine hoşuma gitti ki daha sıkıcılarını yapmak için kolları sıvadım smile ifade simgesi



Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı 10 Ekim 2015'te Ankara'daki "Barış Mitingi"nde gerçekleşmiş, 9 yaşındaki Veysel Atılgan'ın da içinde bulunduğu 102 kişi hayatını yitirirken, 500 kişi de yaralanmıştı. "An Kara" adlı bu şarkıyı yaşanan terör olaylarında hayatlarını kaybeden tüm canlar adına saldırının tek çocuk kurbanı Veysel'e ithaf etmiştim...



Oy ve Ötesi hareketinin 60bin gönüllüsünden biri olarak 2015'te de demokrasinin sağlıklı işleyebilmesine, her bir oyun çok değerli olduğu, sahip çıkılması gerektiği bilincinin yerleşmesine ve oy sayımına dair kafalardaki şüphelerin bir nebze de olsa kalkmasına faydam dokunduysa ne mutlu!



89'dan bu yana kendi şarkılarını yazan bir adam olarak 26 sene sonra ilk kez 21 Kasım 2015 akşamı kendi şarkılarımla sahne aldım. Yaşadıklarını anlatan bir besteci olarak insanların karşısına çıplak çıkmak gibiydi ama soyunmamın vakti gelmiş olacak ki iyi geldi smile ifade simgesi Hayatımda illa ki bir çok kırılma noktası var ama o sırada aklıma gelen ilk üçünü sadece konsere gelenler duymuştu... Merak eden buyursun efendim smile ifade simgesi




"Adımı Koy" ilk kez TRT FM'de Billur Adalet Ibrahimhakkıoğlu'nun sunduğu yılın ilk TRAMVAY programında yayınlandı. Çok mutluyum! Konserlerime gelip destekleyen değerli dostlara, şarkımı seçip yayınlayan sevgili Billur Adalet'e ve programa hayatta yetişmez deyip sabaha kadar uğraşıp tüm enstrümanları kaydedip bana sürpriz yapan sevgili kardeşim Fırat Çavaş 'a sonsuz teşekkürler. 

Ayrıca mutlaka belirtmeliyim ki eskiden iyi bir radyo dinleyicisi olan benim için sesiyle efsane olan Billur Adalet İbrahimhakkıoğlu'nun bu anonsu, şarkımın TRT FM'de çalınmasından kesinlikle daha büyük mutluluk oldu.

2016'da etrafınızda hep güzel insanlar olsun. İyi ki varsınız! 




Geçtiğimiz yıl son olarak da MSG'ye üye oldum. "Adımı Koy" TRT FM'de dönmeye devam ediyor.




Kasap Döner Nereye

Kasap Döner'i o kadar sevmeme rağmen maalesef izledikleri gereksiz şiddet ve cinsellik içeren reklam politikalarını üzülerek şaşkınlıkla izliyorum. Bu sergiledikleri tavırla, belki dünyaya açılabilecekleri gayet şık bulduğum dükkan konseptini ve sundukları gayet başarılı bulduğum lezzeti çöpe atıyorlar.

Amerikan bayrağı şeklinde boyanmış dudaklı kadının ağzına döner dürüm veren, kovboy şapkasını, Amerikan Futbolu topunu, toplumumuzda maçlarda, kavgalarda aşırı şiddetin simgesi olmuş döner bıçağıyla ikiye bölen "ultra yaratıcı" reklamlardan sonra bence Amerika'da bir şube açma vizyonları olmadığını da sergilemiş oluyorlar. Ayrıca "Hamburger çocuklarına yedirmeye geliyoruz!" sloganını da gereksiz buldum. Amerika'da mı açıyorsun dükkanı diye sorarım. Bu ülkede çocuklar zaten döneri severler, döner yerler. Hamburgerin sunumu, dükkanların konsepti ve sunulan hediyeler vesaire çocukları cezbettiğinden meyil o tarafadır. 

Düşünsenize bir tarafta palyaçolarla, oyun parklarıyla, çeşitli hediyelerle, zengin mönülerle, rengarenk dükkanlarla hamburger satan Amerikan fast food dükkanları diğer tarafta elinde döner bıçağıyla bir ülkeyi kendine rakip seçmiş ve rakip gördüğü ülkenin kültürünün önemli simgeleri olan amerikan futbolu topunu, kovboy şapkasını keserek, bir kadının ağzına dürüm vererek, sana yedirmeye geliyoruz diyen bir zihniyet!!!

Dilerim çocuklar bu anlayışı, yaklaşımı seçmezler.


Neyse oldu olacak bundan sonra bir de meydanlarda Amerikan bayrağı yaktılar mı tamamdır! 

Aynı acansla, aynı vizyonla devam!!

Yazık!



12 Ocak 2016

"Adımı Koy" Radyo'da!


Eskiden iyi bir radyo dinleyicisi olan benim için sesiyle efsane olan Billur Adalet İbrahimhakkıoğlu'nun bu anonsu, şarkımın TRT Fm'de çalınmasından kesinlikle daha büyük mutluluk oldu!

"Adımı Koy" ilk kez TRT FM'de Billur Adalet İbrahimhakkıoğlu'nun sunduğu yılın ilk TRAMVAY programında yayınlandı. Çok mutluyum! Konserlerime gelip destekleyen değerli dostlara, şarkımı seçip yayınlayan sevgili Billur Adalet'e ve programa hayatta yetişmez deyip sabaha kadar uğraşıp tüm enstrümanları kaydedip bana sürpriz yapan sevgili kardeşim Fırat ÇAVAŞ'a sonsuz teşekkürler. 


2016'da etrafınızda hep güzel insanlar olsun. İyi ki varsınız! 


"maviye kanma, livardayız aslında"

Klasik Müzik



Gelin bu sene kendinize bir iyilik yapın.

Sevin sevmeyin kendinize her gün kısa bir süre de olsa en az bir klasik müzik eseri dinletin. Faydasından emin olduğunuz ama sevmediği bir yemeği çocuğunuza yedirir gibi...

Hiç mi bir sevdiğiniz için bir şeye katlanmadınız?

Kendinizi sevin.
Klasik müzik dinletin kendinize.

Müzik sihirli bir şeydir. Hangi teliniz hangi frekansta titrer öğrenmek bazen bir ömür sürer.

Daha detaya inmek isterseniz. Vücudunun yüzde 60-70'i sudan oluşan bir yaratık olarak Masaru Emoto'nun deneylerine bir göz atın derim.





07 Ocak 2016

Yeni Ayakkabı Kutlu Olsun

Her yeni yıl, yeni ayakkabı gibi gelmiştir bana hep. İlk bir, iki ay vurur. Çok yakıştırmışsak, sevmişsek, üstüne gidip acısına, yarasına dayanabilirsek ayağımızın şeklini alır; eskimesine yakın belki 3-5 ay rahat ederiz. E konforlu bir ayakkabı emek ister de koca yıl istemez mi? 

Havasını atacağımız bir ayakkabı nasırdan izler bırakırken koca yıl popomuza bebek yağı sürmez smile ifade simgesi

Tüm dünyaya barışık yıllar, yollar dillerim!

Birisinin Hayatında Özel Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

Keşke başkalarının hayatında özel olmak için gösterdiğimiz çabanın binde birini kendi hayatımızda da özel olabilmek için göstersek ya.  

Baksanıza etraf insanlığı beş para etmez çok başarılı yönetici, mükemmel eş, yetenekli müzisyen, lider politikacı, ayın elemanı vesaireden geçilmiyor. 

Farkında olmadan diyemeyeceğim bence gayet farkında olarak bunu tercih etme eğilimi gösteriyor insanlar. Çünkü daha kolay!

Mesela müşterisine en taze ve en güzel simiti satan adamın işi kolay. İstenen, yani ondan müşterinin beklediği çok açık ve basit. Taze, tadında, kıvamında mümkünse sıcak simit. Bu beklentiyi karşılayabilen simitçi müşterinin gözbebeği olur. Mahallede adını bilmeyen kalmaz, mahallenin tonton amcası olur, maskotu olur hatta okuldan gelen çocuk unuttuğu evin anahtarını ondan alsın diye anahtar bile emanet edilebilir... Olur da olur.

Peki ya simitçinin, müzisyenin, politikacının özel hayatında ondan beklenenler o kadar mı?

İyi ütü yapan adam, fatura ödeyebilen kadın, veresiye yazdırmayan müşteri, eve kendi evi gibi bakan kiracı, halı sahada en çok golü atan arkadaş vesaire de olmak zorundadır.

Şimdi bu durumda bir insanın tüm bu beklentilerden kaçıp sadece kendisinden istenenleri yerine getiren mükemmel bir yönetici ya da işte sadece yetenekli müzisyen olmayı seçmesi gayet doğal değil mi?

Hele bir de üstüne para alıyorsa!

Yani diyeceğim o ki, başkalarının hayatında özel olmak, özel hayatınızda özel olmaktan kolaydır ve birisinin hayatında olmanın dayanılmaz hafifliğidir cezbeden insanı.