13 Mart 2014
Farkında mıyız
Gezi Parkı'nı, yanlış hatırlamıyorsam 2. haftasında, çekilen PKK bayrakları yüzünden terkeden çok insan görmüştüm. Gencecik polislerin bana, sıkıysa indirin o bayrakları yoksa siz de teröristsiniz dediğini duyduğumda anlamıştım ki "son algı bükücü" direnişi bastırmak için her yolu deneyecekti; direnişi ya milliyetçilikle ya da dindarlıkla kıracaktı.
Gezi Parkı'ndaki Anti-Kapitalist Müslümanların varlığı direnişe din üzerinden bir saldırı yöneltilmesinin önünü tamamen kesmişti. O zaman elde bir tek, büyük kitleleri bir anda harekete geçirebilecek "milliyetçilik" kalıyordu.
Bence bu hareket, direnişi kırmak, direnişin kamuoyu desteğini yitirmesi ve günlerdir uykusuz genç polislerden destan yazan kahramanlar yaratmak için oynanan kirli bir oyundu.
Neden mi böyle düşünüyorum?
Size, emniyet güçlerinin, Gezi Parkı'na yapılan ilk büyük operasyonda tüm örgüt bayraklarını alandan temizleyip bir tek PKK bayraklarına dokunmadığını söylesem!
Çok daha sonra tesadüfen bu yazıyı okuduğumda şaşırmamıştım...
Şimdi belki Berkin Elvan'ı ebediyete uğurladığımız milyonların katıldığı yürüyüşte bir tek PKK bayrağı olmayışının değerini daha iyi anlarız. Organizasyonu kim yaptıysa, ne derin, ne paralel devlet sızamamış olmalı ki malum zat yine milliyetçilik duygularını sömürerek bir kaos ortamı oluşturmasına imkan verecek malzemeyi bulamadı. Bunu aslında bir anlamda da operasyonel güç kaybının göstergesi olarak değerlendirirsek yanılmış mı oluruz?
Neden mi bir organizasyon ekibi varlığı arıyorum?
Küçük bir kaç olay dışında bu kadar düzenli ve sağduyulu hareket eden, provokasyonlara izin vermeyen milyonluk gruplara dünyada pek sık rastlanmaz, hatta hiç rastlanmaz da ondan.
Bir düşünsenize o törende tek bir PKK bayrağı açılsaydı ne olurdu?
Kimler miting meydanlarına malzeme yapardı?
Kimler ellerini ovuşturarak seyrederdi?
Uçurumun kenarından dönmüş olabilir miyiz?