04 Aralık 2016

Mutlu Olsak



Şimdi İzmir'de olsam. 

Adana, Aladağ'da canlarımız yanmamış, sevgili Erdal Tosun ölmemiş olsa. Güne Bostanlı'da İro Cafe'de sevgili Atlas ve Candemir'in güleryüzleriyle, güzel bi kahvaltıyla başlasam. Ardından Berkay'ın sert bir kahvesiyle duvardaki fanzinlere göz atsam. 


Sonra vapurla Konak'a geçip Kemeraltı'da ayaküstü bi tek kaymaklı Şambali çaksam. Ordan metroyla Bornova'ya geçip Cafe Eli'de sevgili Raşit ve Eli'yi ziyaret etsem çaylarını içip çöpten toplanmış bavullardan yapılmış koltukların birini oturup kedileri sevsem. İzzet, Yağmur, Pelin, Ali gelseler Eli'nin vegan cheesecake'ini paylaşsak. 


Oradan Kordon'a geçip doya doya Ege solusam. Ciğerlerimin biri sirtaki diğeri zeybek oynasa. 


Akşamında Basmane'de güzellikleriyle İzmir'e maya çalan sevgili Bahar ve Şafak Ersözlü çiftinin Açık Stüdyo'larında zihnimi açsam, yaratıcılığımı kamçılasam. Bulutlar dağılsa gecenin köründe güneş açsa. Vakti dolanlarımız yataklarında ışık olsalar. 


Mutlu olsak. Mutlu olsak. Mutlu olsak.