30 Ağustos 2013
Babalar, Oğullar ve Torunlar
Özgürlüğü, bağımsızlığı ve onuru için sorgusuz sualsiz ölüme koşan bir milletin omuzlarında yükselen ülkemi bugün maalesef oğullarını askere yollamayan bir başbakan yönetiyor.
Onun destekçilerinden Rasim Ozan Kütahyalı diye biri de televizyonda utanmadan pişkin pişkin Dağlıca'yı, Aktütün'ü örnek verip askere gitmeyeceğini, ve kendince bu "kirli" bulduğu savaşa kendisinin katılmak istemediğini söyleyebiliyor. Üstelik, spikere "Sen oğlunu yollar mıydın?" diye sorduğunda, spiker bayandan, "Yollardım" cevabını alınca utanmadan o yiğit çocukların, şehitlerin hatıralarına tükürürmüşcesine konuşmaya devam edebiliyor!
Çok üzücü.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
24 Ağustos 2013
Fatih'in Suçlu Çöpçüleri
Ya orta son ya da lisenin ilk yıllarıydı. Sene 90 mıydı? Neyse...
Okul servisinde günlük
gazetelerin okunduğu programları dinlerdi şoförümüz, e haliyle biz de. Fatih
Altaylı diye yiğit ve dobra, dilinin kemiği olmayan bir adam sunardı.
Sanırım bir grup gösteri
yapmış, "Şeriat isteriz" falan diye bağırmışlar...
Bizim radyodaki abinin
"Madem o kadar çok istiyorsunuz s.ktrin gidin İran'da yaşayın" dediği
sabahı hiç unutmam. Serviste soğuk bir rüzgar esmişti. Herkes dönüp birbirine
bakıp kalmıştı.
Adam küfretmişti!
Hem de canlı yayında!
Ne cesur adamdı ama...
Ve o adam bugün,
fotoğraftaki temizlik yapan Gezi Park sakinlerinin, -ki onlardan biri de
bendim- suç işlemiş ve çöpçülük yapmaları şartıyla salıverilmiş insanlar
olduklarını iddia edebiliyordu!
Evet Fatih efendi bu fotoğraftaki ve niceleri hepsi suçlu çapulcular!
Kızın iki leşi, çocukların da birer ikişer vardır bir şeyleri kesin...
Sen ise her ne olduysan
osun!
Üzgünüm, özel bir yerin
vardı...
Bir zamanlar...
Haziran 2013
19 Ağustos 2013
Türkiye'nin Sürtünme Katsayısı
Sevgili kardeşim Sinan kızacak bana zira "Erkeğin aptalı askerliğini, kadının aptalı hamileliğini anlata anlata bitiremezmiş" demişti; ama anlatmalıyım :)
Geceleri koğuşta çok ses olduğundan walkman dinlemeden uyuyamazdım. Bir rahatsızlık sezmiştim ama anlam da verememiştim; ta ki Gaziantepli bir üst devrem "Kapat lan şu walkman'i melekler girmeyecek koğuşa, zaten müzisyenmişsin, şeytanın hizmetkarı seni!" diye azarlayana kadar :)
Tabi kulaklıklarımı geri takıp 17 ay daha öyle uyumaya devam etmiştim, o başka; ama daha 97'de farketmiştim ülkemin Kadıköy'den çok farklı olduğunu ve askerlik sayesinde halkımın farkına varmıştım.
Yıllar sonra yine sevdiğim bir dostumun davetini kıramayarak katıldığım bir sohbette, gencecik bir çocuğun, dalgıçlığı bıraktığını söylediğine, Allah'ın verdiği canı tehlikeye atmanın ne büyük bir yanlış olduğunu geç de olsa anlamasına yardımcı olduğu için "Hoca"sına teşekkür ettiğine şahit oldum. "Hoca"sı da "Tabi ya ne gerek var, ne çok yüksek, ne çok derin... Allah istese öyle yaratırdı di mi?" diye cevaplamıştı; ki zatın yaşı otuzlarındaydı.
İşte bu yüzden, geçenlerde Mısır'da katledilen insanlar için cami avlusunda toplanıp gıyabında cenaze namazı kılan, cumhuriyetin nimetlerinden dibine kadar faydalarak hilafet çağrısı yapan, demokrasinin şeytan işi olduğunu söyleyip, cumhuriyete küfredenlerin olduğu bir ülkede yaşıyor olmak beni şaşırtmadı; ama üzülüyor insan.
Biz de hala klasik müzik, opera, bale falan diyoruz...
Çok acı!
Topu ayakla oynayan illa elimle oynayacağım diyenle anlaşabilir; ama karşındaki top şeytan işi diyorsa topu bırakmanı istiyordur; ya topu bırakırsın ya da daha sıkı sarılırsın.
İlahi söyleyenle caz yapan bir ortak nokta buluşabilir; ama karşındaki müzik şeytan işi diyorsa müziği bırakmanı istiyordur; ya müziği bırakırsın ya da daha sıkı sarılırsın.
Bu sürtünme katsayısının yüksekliği ondan...
Bir ömür birbirimizi törpüler, ömrümüzü tüketir; ne buluş, ne uzaya uçuş yapabilir ne de...
Amaaan hadi bana Eyvallah!
Daha çok işimiz var :)
Geceleri koğuşta çok ses olduğundan walkman dinlemeden uyuyamazdım. Bir rahatsızlık sezmiştim ama anlam da verememiştim; ta ki Gaziantepli bir üst devrem "Kapat lan şu walkman'i melekler girmeyecek koğuşa, zaten müzisyenmişsin, şeytanın hizmetkarı seni!" diye azarlayana kadar :)
Tabi kulaklıklarımı geri takıp 17 ay daha öyle uyumaya devam etmiştim, o başka; ama daha 97'de farketmiştim ülkemin Kadıköy'den çok farklı olduğunu ve askerlik sayesinde halkımın farkına varmıştım.
Yıllar sonra yine sevdiğim bir dostumun davetini kıramayarak katıldığım bir sohbette, gencecik bir çocuğun, dalgıçlığı bıraktığını söylediğine, Allah'ın verdiği canı tehlikeye atmanın ne büyük bir yanlış olduğunu geç de olsa anlamasına yardımcı olduğu için "Hoca"sına teşekkür ettiğine şahit oldum. "Hoca"sı da "Tabi ya ne gerek var, ne çok yüksek, ne çok derin... Allah istese öyle yaratırdı di mi?" diye cevaplamıştı; ki zatın yaşı otuzlarındaydı.
İşte bu yüzden, geçenlerde Mısır'da katledilen insanlar için cami avlusunda toplanıp gıyabında cenaze namazı kılan, cumhuriyetin nimetlerinden dibine kadar faydalarak hilafet çağrısı yapan, demokrasinin şeytan işi olduğunu söyleyip, cumhuriyete küfredenlerin olduğu bir ülkede yaşıyor olmak beni şaşırtmadı; ama üzülüyor insan.
Biz de hala klasik müzik, opera, bale falan diyoruz...
Çok acı!
Topu ayakla oynayan illa elimle oynayacağım diyenle anlaşabilir; ama karşındaki top şeytan işi diyorsa topu bırakmanı istiyordur; ya topu bırakırsın ya da daha sıkı sarılırsın.
İlahi söyleyenle caz yapan bir ortak nokta buluşabilir; ama karşındaki müzik şeytan işi diyorsa müziği bırakmanı istiyordur; ya müziği bırakırsın ya da daha sıkı sarılırsın.
Bu sürtünme katsayısının yüksekliği ondan...
Bir ömür birbirimizi törpüler, ömrümüzü tüketir; ne buluş, ne uzaya uçuş yapabilir ne de...
Amaaan hadi bana Eyvallah!
Daha çok işimiz var :)
17 Ağustos 2013
06 Ağustos 2013
Evdeki Ayna
"Bunlar" bağıra bağıra intikam diye geldiler.
Ben şu kadarcık aklımla anladım.
Peki millet ne dedi?
Ay çok güzel hizmetleri, rayları, metrosu, o'su, bu'su!!!
Ne farkınız kaldı, şekerle kandırılıp kaçırılan, sonra bir köşede cesedi bulunan çocuktan, "şekerli" liberal kardeşim?
Bir tane de, "Evet Kenan amcamızdan kurtulmak için onu mafyaya dövdürdük, meğerse amaçları babama müebbet vermek, erkek kardeşimi öldürmek, hamile kızkardeşimi eve kilitlemekmiş" diyebilecek "Yetmez ama Evet'çi" arıyorum ama nafile biliyorum.
"Evet" isterken 10 yıllık icraatlarını da mı görmemiştin dangalak denmesinden korkuyorlardır muhtemelen.
E evinizde ayna da mı yok?
Ahmaklar!
03 Ağustos 2013
Saçı Uzun Kulağı Küpeliler
17 Ağustos 1999'daki büyük Marmara depremi sonrası sakalı göğsünde, başı takkeli bir hacı amca, enkaz yakınında gözleri hafif yaşlı televizyona röportaj veriyordu.
Sözleri dün gibi kulağımda...
"Biz saçı uzun kulağı küpelileri gördük mü kötü şeyler söylerdik, gençlerimiz de tartaklardı; ama bizi enkaz altından saçı uzun ve kulağı küpeli bir genç kurtardı; çok pişmanım."
Sevgili "muhafazakar" amca, o kulağı küpeli, saçı uzun, dövmeli ve hatta ayyaş ama fikri hür, vicdanı hür yiğit çocuklar var ya gün gelir gözlerini kırpmadan seni yine kurtarırlar.
Sen gönlünü ferah tut.
02 Ağustos 2013
Gezi Parkı ve Devrim
İktidarın, inanca vurgu yapan kışkırtıcı söylemlerini etkisiz kılarak, direnişin en önemli dinamiklerinden olan Anti-kapitalist Müslümanların ve Devrimci Müslümanların varlığından, dini referanslarından rahatsız olmayan Gezi Parkı gruplarının çoğunun, yine geniş kitlelerin Gezi Parkı'na akın etmesinde ve kamuoyundan destek görmesinde büyük etkisi olan TGB'ye faşist yaftası yapıştırarak, Silivri çağrısının TGB'ye ait olduğunu ve bu sebeple 5 Ağustos ptotestolarına katılmayacaklarını açıklamaları ilginç oldu. Gerçi bu sinyali Kadıköy'deki Gazdanadam'da almıştım ama yine de şaşırdım dersem yalan olmaz.
Neden mi?
Benim için Gezi Parkı haksızlığa,
baskıya ve saygısızlığa karşı bir duruştu.
Anti-kapitalist Müslümanlar ve
Devrimci Müslümanlar'ın, düne kadar onlara yobaz diyecek olanlarla, haksızlık
karşısında aynı safta durabilmeleriydi; LGBT'nin onlara ibne diyenlerle saygısızlığa
karşı birleşebilmesiydi.
Hepimiz Kürt, hepimiz Ermeniyiz deyip
şimdi bariz bir haksızlık karşısında durmak, sebebini bile bilmeden 5 senedir
tutuklu bulunan insanlara destek olmak için Silivri'ye çağrı yapan TGB'ye
faşist deyip tu kaka deyip yalnız bırakmak da ne?
Önce hak olmalı, ideoloji değil!
Gezi Parkı, ne TGB'nin ne de başka bir
grubun değildi. Gezi Parkı herkesindi. Direnişe katılan her grubun ve bireyin
kendini aştığı, empati yeteneğini geliştirdiği ve yepyeni bir duruş sergilediği
bir ormandı.
Olmazsa olmazlarından sıyrılıp Gezi
Parkı'na gelen tüm birey ve grupları içeride tutmak, ancak güzel olan birliğe
evrilmeyi mümkün kılabilir.
İşte aslında sırf bu yüzden Gezi
Parkı'ndan iktidarın korktuğu manada bir "devrim" çıkmazdı.
Gezi Parkı'ndan uyanmış ve empati
yeteneği geliştirmiş insanlar çıktı ki bu da yaklaşık 6 milyon kişinin sandığa
gitmediği Türkiye için bir devrimdir ve eminim gelecek seçimlere etkisi büyük
olacaktır.
Özgürlük Utancı
Birilerinin, Türkiye'deki kendilerine karşıt görüştekilerin neşriyatını ya da faaliyetlerini basın ve düşünce özgürlüğünün ispatı olarak göstermesi ne kadar komik.Gezi Parkı olaylarında sergiledikleri direniş yanlısı tavırları nedeniyle susturulan değerli birçok medya çalışanı sadece susturulmadılar. Ekmeklerinden oldular. Hayatlarını bu işe adamış insanlar patronlarının menfaatlerine hizmet etmeyerek onurlu bir duruş sergiledikleri için işlerinden oldular, yaralandılar, karalandılar...
Bence bir ülkenin basın ve düşünce özgürlüğü kıstası, her
düşüncenin rahatlıkla yazılabiliyor, ifade edilebiliyor olması değil, yazan,
ifade eden kişilerin ailelerinin endişenlenmiyor olması olmalıdır.
Aşağıdaki
alıntılarda Türkiye'nin utancını görebilirsiniz.
Tabi
bu listelere uzun zamandır sebebini bile bilmeden tutuklu bulunan medya
mensuplarını ve son olarak Milliyet'ten işten çıkarılan Can Dündar'ı ve bu
sebeple istifa eden Derya Sazak'ı da eklemek gerek.
Alıntı
1:
Türkiye
Gazeteciler Sendikası (TGS)
SON BİR BUÇUK AY İÇİNDE İSTİFA EDEN, İŞTEN ATILAN, ZORUNLU İZNE ÇIKARILAN GAZETECİLER
SON BİR BUÇUK AY İÇİNDE İSTİFA EDEN, İŞTEN ATILAN, ZORUNLU İZNE ÇIKARILAN GAZETECİLER
1. Ntvmsnbc editörü Özkan Güven
istifa etti
2. Ntvmsnbc kültür sanat editörü Hasan Cömert istifa etti.
3.
Doğuş Yayın Grubu’nun dergilerden sorumlu genel müdürü Neyyire Özkan istifa
etti.
4. Doğuş Yayın Grubu CEO’su Cem Aydın istifa etti.
5. GQ Türkiye
dergisinin genel yayın yönetmeni Mirgün Cabbas istifa etti.
6. Kapatılan NTV
Tarih dergisinin genel yayın yönetmeni Gürsel Göncü istifa etti.
7. NTV
program direktörü Murat Toklucu istifa etti.
8. NTV program editörü Burcu
Doğan istifa etti.
9. NTV program editörü Onur Yazıcıoğlu istifa etti.
10.
NTV’de program yapan fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut istifa etti.
11. NTV
gece haber prodüktörü Ömer Faruk Aykar istifa etti.
12. NTV haber merkezinde
dijital editörlük görevini yapan Dilara Eldaş istifa etti.
13. NTV Ankara
temsilcisi Nilgün Balkaç istifa etti.
14. NTV’de program yapan Çiğdem Anad
istifa etti.
15. NTV muhabiri Ergün Güven istifa etti.
16. Sabah gazetesi
yazarı Alper Bahçekapılı istifa etti.
17. Sabah gazetesi gece yazı işleri
müdürü Erdal Erkasap istifa etti.
18. Kanal 24 spikeri ve moderatörü Remziye
Demirkol istifa etti.
19. Habertürk gazetesi röportaj yazarı Kutlu Esendemir
istifa etti.
20. Yenişafak gazetesi yazarı Işın Eliçin istifa etti.
21. Artı
1 televizyonu haber yayın yönetmeni Mustafa Hoş istifa etti.
22. Artı 1
televizyonunda program yapan Banu Güven istifa etti.
23. Artı 1 televizyonu
anahaber sunucusu Uğur Dündar istifa etti.
24. Artı 1 televizyonu anahaber
sunucusu Özlem Gürses istifa etti.
25. Artı 1 televizyonu program müdürü Uğur
Tutçuoğlu istifa etti.
26. Artı 1 televizyonunda program yapan Haluk Şahin
istifa etti.
27. Artı 1 televizyonunda program yapan Ece Temelkuran istifa etti.
28.
Akşam gazetesi yazarı Nihal Kemaloğlu istifa etti.
29. Akşam gazetesi yazı
işleri müdürü Banu Kurt istifa etti.
30. Akşam gazetesi yazı işleri müdürü
Süreyya Üstünel istifa etti.
31. Akşam gazetesi yazı işleri müdürü Semra
Kardeşoğlu istifa etti.
32. Akşam gazetesi yazarı Deniz Ülke Arıboğan istifa
etti.
33. Akşam gazetesi muhabiri Alaz Kuseyri istifa etti.
34. Milliyet
gazetesi ekonomi servisi ekler koordinatörü Necla Unutmaz istifa etti.
35.
Milliyet gazetesi magazin müdürü Birsen Altuntaş istifa etti.
36. Halk TV
haber sunucusu Aydoğan Kılıç istifa etti.
37. Vatan gazetesi yazarı Can Ataklı
istifa etti.
38. İHA internet editörü Diren Selimoğlu işten atıldı.
39. Bursa
Olay gazetesi internet sorumlusu Berhan Soner işten atıldı.
40. TMSF’nin el
koymasının ardından Akşam gazetesi genel yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya,
görevden alındı. Yerine Mehmet Ocaktan getirildi.
41. Akşam gazetesi yazarı
Tuğçe Tatari işten atıldı.
42. Akşam gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli işten
atıldı.
43. Akşam gazetesi yazarı Özlem Akarsu Çelik işten atıldı.
44. Akşam
gazetesi yazarı Gürkan Hacır işten atıldı.
45. Akşam gazetesi yazarı Sevim
Gözay işten atıldı.
46. Akşam gazetesi Ankara temsilcisi ve yazarı Çiğdem
Toker, karşılıklı anlaşmayla gazeteden ayrıldı.
47. Akşam gazetesi genel yayın
koordinatörü Nergis Bozkurt işten atıldı.
48. Yenişafak gazetesi yazarı Kürşat
Bumin işten atıldı.
49. Sabah gazetesinde 6 yıldır röportajlar yapan Tuluhan
Tekelioğlu işten atıldı.
50. Sabah gazetesi ekler yayın yönetmeni Elçin Yahşi
işten atıldı.
51. Sabah gazetesi Günaydın eki genel yayın yönetmeni Şirin
Sever işten atıldı.
52. Sabah gazetesi muhabiri Bilge Eser işten atıldı.
53.
AA Mardin muhabiri Serkan Yücel Aydın işten atıldı.
54. Esquire dergisi
fotoğraf editörü Uluç Özcü, Takvim gazetesini protesto eden kadınlarla
selamlaştığı için işten atıldı.
55. Kanaltürk televizyonu sabah haberleri
sorumlu müdürü Serkut Bozkurt işten atıldı.
56. Artı 1 televizyonu CEO’su
Tuncay Mollaveisoğlu’nun kanalla ilişkisi kesildi.
57. Beyaz TV muhabiri Çağrı
Ulu işten atıldı.
58. İstanbul Valiliği’nde muhabirlik yapan Metin Timur
Tüfekçiler işten atıldı.
59. TMSF’nin el koymasının ardından Show TV’de 212
sayılı Basın Yasası’na tabi olan isimlerden 90 gün ve üstü izin hakkı bulunan
çok sayıda gazeteci zorunlu izne çıkartıldı. Bu isimlerin, Ciner Grubu’na
satılan kanala geri dönmeleri beklenmiyor. Zorunlu izne çıkarılan
gazetecilerden biri anahaber sunucusu Ali Kırca.
60. Show TV haber dairesi
başkanı Tuba Atav zorunlu izne çıkarıldı.
61. Show TV haber koordinatörü Ayhan
Bölükbaşı zorunlu izne çıkarıldı.
62. Show TV haber müdürü Ozan Pezek zorunlu
izne çıkarıldı.
63. Show TV yurt haberler müdürü Nafiz Akyüz zorunlu izne
çıkarıldı.
64. Show TV kamera şefi Ediz Alıç zorunlu izne çıkarıldı.
65. Show
TV Ankara büro temsilcisi Funda Tuna Görey zorunlu izne çıkarıldı.
66. Show TV
parlamento muhabiri Özgür Akbaş zorunlu izne çıkarıldı.
67. Show TV kameramanı
Bülent Kördemirci zorunlu izne çıkarıldı.
68. Show TV kameramanı Mesut Gengeç
zorunlu izne çıkarıldı.
69. Show TV çalışanı Haydaran Çelik zorunlu izne
çıkarıldı.
70. Show TV iç yapımlar müdür yardımcısı Özgür Uzun zorunlu izne
çıkarıldı.
71. Show TV iç yapımlar teknik sorumlusu Metin Karaaslan zorunlu
izne çıkarıldı.
72. Show TV iç yapımlar kameramanı Hakan Kırboğa zorunlu izne
çıkarıldı.
(MUE)
Alıntı
2:
TÜRKİYE
GAZETECİLER SENDİKASI İSTANBUL ŞUBESİ
GAZ
FİŞEĞİ, TAZYİKLİ SU VE PLASTİK MERMİYLE YARALANAN GAZETECİLER
1.
BirGün gazetesi muhabiri Ahmet Şık, polisin hedef gözeterek attığı gaz
bombasının başına isabet etmesi sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Şık,
beyin travması şüphesiyle bir gece müşahede altında tutuldu.
2.
BirGün gazetesi muhabiri Olgu Kundakçı gaz bombasının gözüne isabet etmesiyle
yaralandı. Kundakçı, gözünü kaybetme tehlikesi yaşadı.
3.
Evrensel gazetesi ve Hayat TV muhabiri İsmail Afacan, TOMA aracından
sıkılan tazyikli suyun gözüne gelmesiyle yaralandı. Afacan, gözünü kaybetme
tehlikesi yaşadı.
4.
SoL gazetesi muhabiri Onur Emre Yağan, gaz bombası ile yüzünden
yaralandı.
5.
Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Mehmet Canbek, gaz fişeği ile sağ bacağından
yaralandı.
6.
Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Serdal Işık, gaz fişeği ile sırtından
yaralandı.
7.
Ulusal Kanal kameramanı Bülent Ünal’ın kulağı, gaz bombasının isabet etmesiyle
yırtıldı.
8.
Milliyet gazetesi muhabiri Hüseyin Özdemir, biber gazının etkisiyle solunum
zorluğu yaşadı ve baygınlık geçirdi.
9.
Polisin attığı gaz bombalarından kaçmak isterken çukura düşen Cumhuriyet
gazetesi muhabiri Ali Açar, ayağından yaralandı. Açar, iş göremez raporu
aldı.
10.
Polisin attığı gaz bombalarından kaçmak isterken yüksek bir yerden atlayan Yurt
gazetesi muhabiri Ali Cemal Karabudak, ayağından yaralandı. Karabudak, iş
göremez raporu aldı.
11.
Polisin attığı gaz bombalarından kaçmak isterken yüksek bir yerden atlayan
Posta gazetesi internet editörü Nebahat Kübra Akalın, ayağından yaralandı.
Akalın, koltuk değnekleriyle yürüyor.
12.
Milliyet gazetesi muhabiri Samet Akten, polis saldırısı sırasında çıkan
arbedede yüksek bir yerden düşerek ayağından sakatlandı. Akten’in ayağı alçıya
alındı.
13.
Reuters haber ajansı foto-muhabiri Osman Örsal, gaz fişeğiyle başından
yaralandı.
14.Hürriyet
Daily News gazetesi muhabiri Emrah Gürel, ayağından yaralandı.
15.
ATV muhabiri Mesut Çiftçi plastik mermiyle vurularak yaralandı.
16.
ATV kameramanı İsmail Velioğlu, plastik mermiyle vurularak yaralandı.
17.
Hürriyet Gazetesi foto-muhabiri Selçuk Şamiloğlu, başına gaz fişeği isabet
etmesi sonucu yaralandı.
18.
Star TV muhabiri Osman Terkan’ın parmağı, atılan gaz bombası kapsülünün eline
gelmesi sonucu kırıldı.
19.Star
TV muhabiri Murat Uslu, polisin 10 metre mesafeden hedef gözeterek attığı
plastik mermiyle karnından yaralandı.
20.
Gazeteci Ümit Akbağ, yüzüne isabet eden gaz bombasıyla ağır yaralanıp hastaneye
kaldırıldı.
21.
Zaman gazetesi istihbarat şefi İbrahim Doğan’ın koluna gaz fişeği isabet etti.
Doğan’ın kolu kırıldı.
22.
Milliyet gazetesi foto muhabiri Ercan Arslan gaz fişeğiyle ayağından yaralandı.
Arslan’ın ayağına dikiş atıldı.
23.
Milliyet gazetesi çalışanı Can Şişman, başının arka kısmına isabet eden gaz
bombası ile yaralandı, Şişman’ın başına 4 dikiş atıldı.
24.
Aydınlık gazetesi muhabiri Soner Bahadır, basın kartını göstermesine rağmen
eline hedef gözetilerek plastik mermi sıkılması sonucu yaralandı.
25.
Russia Today gazetesi muhabiri Alexandra Bondarenko, ayağına gelen plastik bir
mermiyle yaralandı.
26.
ETHA editörü İsminaz Ergün, Özgür Radyo'nun programına telefonla canlı bağlantı
yaptığı sırada polisin hedef alarak attığı plastik mermiyle sol diz kapağının
altından yaralandı.
27.
Yurt Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Hakan Gülseven, 22 Haziran'daki son
polis saldırısında plastik mermiyle karnından yaralandı.
28.
Milliyet gazetesi muhabiri Ceren Büyüktetik, polisin attığı plastik mermiyle
alnından yaralandı. Büyüktetik'in alnında şişlik oluştu.
POLİS
TARAFINDAN SALDIRIYA UĞRAYAN, DARP EDİLEN, GÖREV YAPMASI ENGELLENEN GAZETECİLER
1.
Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Sadık Topaloğlu, 31 Mayıs’ta görev yaptığı
sırada, ellerinde kalas bulunan ve polis olduğu düşünülen sivil giyimli
kişilerce kovalandı. Gazeteci saldırıdan DİHA binasına sığınarak kurtuldu.
Saldırı kamerayla görüntülendi.
2.
DİHA muhabiri Çağdaş Kaplan da Sadık Topaloğlu’yla birlikte saldırıya uğradı.
Kaplan, ajans binasına sığınarak saldırıdan kurtuldu.
3.
Taraf gazetesi muhabiri Tuğba Tekerek, görevi gereği fotoğraf çektiği sırada,
polisin tacizine ve hakaretlerine maruz kaldı. Tekerek’in kolunu kıvıran polis,
gazeteci olduğunu söyleyen Tekerek’e küfretti.
4.
Polisin Gezi Parkı’na saldırmasının ardından fotoğraf çekmek isteyen
gazeteciler Eylem Düzyol ve Fulya Atalay, sarı basın kartlarını göstermelerine
karşın Pangaltı’da 5 polis tarafından feci şekilde darp edildi ve hakarete
uğradı.
5.
Kızılbayrak dergisi muhabiri Mehmet Ali Karabulut, fotoğraf çektiği için
polisler tarafından tekme, tokat ve coplarla darp edildi.
6.
Portekiz’de çıkan Publico Gazetesi Muhabiri Paulo Moura, 16 Haziran’da polis
saldırısına uğradı.
7.
Polis, 15 Haziran gecesi Harbiye’de çatışmaları ve müdahaleleri izleyen Akşam
gazetesi foto- muhabiri Cem Türkel’i çektiği fotoğrafları silmeye
zorladı.
8.
Akşam gazetesi muhabiri Mete Yılmaz, Gezi Parkı direnişindekilerin gözaltına
alınması sırasında fotoğraf çekerken polis basın kartını istedi, kartını
çıkarmaya çalıştığı esnada ayağının önüne gaz bombası atıldı ve yüzünden
maskesi çıkarıldı.
9.
Today’s Zaman gazetesi çalışanı Abdullah Ayasun, twitter’dan basın kartını
göstermesine karşın polislerin yüzüne vurduklarını, yere yatırıp neredeyse
kolunu kırdıklarını duyurdu.
10.
Al Jazeera (El Cezire) teleziyonu kameramanları Kemal Soğukdere ve Alper
Çakıcı, 17 Haziran’da çok sayıda polis tarafından dövüldü.
11.
CNN International kameramanı görev yaptığı sırada polis tarafından
tekmelendi.
12.
Aydınlık gazetesi muhabiri Irmak Mete’nin görev yapması, kurum tanıtım kartını
göstermesine karşın, sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle polis tarafından
engellendi. Polis Mete’nın gaz maskesini yüzünden çekip aldı, yere attı ve
tekmeledi.
13.
Fotoğraf çektiği sırada, BirGün gazetesi editörü Burak Öz’ün gaz maskesi, polis
tarafından zorla çıkarılmaya çalışıldı. Öz, kulağından yaralandı.
14.
Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Naci Eriş, canlı yayındayken, sivil kıyafetli
kişilerin küfürlü ve fiziksel saldırılarına maruz kaldı.
15.
Radikal gazetesi muhabirleri İpek İzci ve Elif Ekinci, Gezi Parkı’nın
çevresindeki çatışmaları takip ederken, sarı basın kartlarını göstermelerine
rağmen, polisin saldırısı ve hakaretlerine maruz kaldı.
16.
İMC editörü Gökhan Biçici, 5-6 polis tarafından feci şekilde darp edildi,
tekmelendi, yerlerde sürüklendi, hakarete maruz bırakıldı. Saldırı kamerayla
görüntülendi.
17.
Rusyalı gazeteci Arkady Babtchenko, Taksim Meydanı’nda sivil polisler tarafından
darp edildi. Gazetecinin, ayaklarına aldığı darbeler nedeniyle zorlukla
yürüyebildiği öğrenildi.
18.
Taksim'de cumartesi akşamı gerçekleştirilen karanfilli anma eyleminde, sivil
polisler, CNN International muhabiri Ivan Watson ve CNN ekibine küfretti.
19.
Halk TV muhabiri Makbule Cengiz'i polis canlı yayın sırasında kolundan tutup
götürmek istedi, Cengiz'in canlı yayında olduklarını söylemesi üzerine
bıraktı.
20.
Halk TV kameramanı Serdar Kuru'nun kamerasının aküye bağlı enerji kabloları söküldü,
televizyon bu nedenle uzun süre canlı yayın yapamadı.
21.
Radikal gazetesi muhabiri Alpbuğra Bahadır Gültekin, gözaltı işlemi yapan
polislere 'basın' olduğunu söyleyince hakarete uğradı, tekme ve coplarla
dövüldü. Gültekin'in sol gözünde şişlik, sağ kalçasında morluk, sırtında ve
belinde cop izleri oluştu.
22.
Polisler, gözaltı işlemi yaparken fotoğraf çeken BirGün gazetesi muhabiri
Serbay Mansuroğlu’nu çektiği fotoğrafları silmeye zorladı.
ALANDA ÇALIŞIRKEN GÖZALTINA ALINAN GAZETECİLER
1.
Polis tarafından feci şekilde dövülen İMC editörü Gökhan Biçici, gözaltına
alınarak yaralı halde saatlerce araçta bekletildi. Ardından İstanbul Emniyet
Müdürlüğü’ne götürülen Biçici, bir gün gözaltında tutulduktan sonra savcılık
tarafından serbest bırakıldı.
2.
Sivil polislerce darp edilen Rusyalı gazeteci Arkady Babtchenko, ardından
gözaltına alındı. Gazeteci, geceyi gözaltında geçirdikten sonra serbest
bırakıldı.
3.
Yurt gazetesi muhabiri Semra Tatlıpınar, polislerce gözaltına alındı. Bir odada
ayakta bekletildi, çantasında bulunan gazetesine ait gaz maskesine el konuldu.
Kendisine Erdoğan’ın Kazlıçeşme’de yaptığı konuşma zorla izlettirildi ve
yorum yapması yasaklandı. Tatlıpınar, serbest bırakıldı.
4.
İtalyalı foto muhabir Daniele Stefanini gözaltına alındı. Gazeteci serbest
bırakıldı.
5.
Britanyalı bağımsız bir gazeteci, RSF’ye 16 Haziran gecesi gözaltına alınarak
Osmanbey’de üç saat süreyle gözlem altında tutulduğunu açıkladı. Emniyet
görevlileri, gazeteciye ait fotoğraf makinesini ve mikrofonunu ancak
içindekileri sildikten sonra iade ettiler. Gazetecinin not defteri ve basın
kartı iade edilmedi.
6.
Today’s Zaman gazetesinde serbest muhabirlik yapan Rumeysa Kiger, polisin
‘duran insan’ eylemi yapan kişileri gözaltına almasına tepki gösterince, keyfi
biçimde gözaltına alındı. Kiger, serbest bırakıldı.
7.
11 Haziran’da, Kanada’daki CBC kanalına çalışan Sasa Petricic Taksim
Meydanı’nda görev yaparken gözaltına alındı. Gazeteci, bir gün gözaltında
tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
8.
Yine CBC kanalında çalışan Derek Stoffel, Taksim Meydanı’nda görev yaparken
gözaltına alındı. Gazeteci bir gün gözaltında kaldı ve serbest bırakıldı.
9.
Polis İstiklal Caddesi’nde görev yapan DHA muhabiri Uğur Can Keskin’i gözaltına
aldı. Keskin, kısa süre sonra serbest bırakıldı.
10.
Akşam gazetesi foto muhabiri Ferhat Uludağlar İstiklal Caddesi’nde görev
yaparken gözaltına alındı. Uludağlar, serbest bırakıldı.
11.
İMC muhabiri Okan Altunkara, İstiklal Caddesi’nde görev yaparken gözaltına
alındı. Altunkara, serbest bırakıldı.
12.
Aydınlık gazetesi muhabiri Arslan Şahan, İstanbul Barosu’nun önünde olayları
takip ederken, kartını göstermesine karşın polis tarafından gözaltına alındı.
Şahan, serbest bırakıldı.
13.
Ulusal Kanal muhabiri Emre Fidan, görev yaptığı sırada polis tarafından darp
edilerek gözaltına alındı. Bir gün gözaltında kalan Fidan, adliyeye sevk
edilmesinin ardından serbest bırakıldı.
14.
Sözcü TV kameramanı Serdar Temel, polisin karanfilli anma eylemine
gerçekleştirdiği son saldırıda, görev yaptığı sırada gözaltına alındı. Temel'in
hafıza kartına el konuldu.
POLİS OPERASYONUNDA GÖZALTINA ALINAN GAZETECİLER
1.
Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Şenoğlu, polis tarafından evine düzenlenen
şafak baskınında gözaltına alındı. Bir gün gözaltında kalan Şenoğlu, adliyeye
sevk edilmesinin ardından savcılık tarafından serbest bırakıldı.
2.
Özgür Radyo çalışanı Selvi Coşar’ın evi de aynı operasyon kapsamında basıldı.
Gözaltına alınan Coşar, adliyeye sevk edilmesinin ardından savcılık tarafından
serbest bırakıldı.
3.
Etkin Haber Ajansı (ETHA), Atılım gazetesinin teknik işlerinin yapıldığı Güneş
Ajans ile çalışanların evlerinin olduğu bina polis tarafından basıldı. Binada
bulunan ETHA Haber Müdürü Derya Okatan, hakkında gözaltı kararı bulunmamasına
karşın yaklaşık 14 saat fiilen gözaltında tutuldu. Okatan’ın binanın dışına
çıkmasına izin verilmedi.
4.
ETHA editörü Arzu Demir de polis baskını sırasında binada bulunuyordu. Hakkında
gözaltı kararı bulunmayan Demir’e fiili gözaltı işlemi uygulandı. Demir’in,
aramanın sürdüğü 14 saat boyunca binanın dışına çıkmasına izin verilmedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)