22 Nisan 2016
Nothing Compares To You
Çok uzun zamandır boğazım böyle düğümlenmemişti.
Çocuklarım gözlerimin dolduğunu görüp "Baba başın sağolsun" dediklerinde daha iyi anladım...
Eğer hayatım bir film olsaydı soundtrack'imde en fazla şarkısı olan 2-3 sanatçıdan biri Prince olurdu herhalde.
Hiç unutmam 90'ların başıydı babamın uzun yıllardır Amerika'da yaşayan arkadaşı Orhan abi Türkiye'ye gelecekti. Bana ne istediğimi sormuştu.
Ben heyecanla:
-Orhan abi Michael Jackson tişörtü istiyorum.
-Olm Michael Jackson kim ben sana Prince tişörtü getireyim.
-Abi o kim ki hiç duymadım.
-Ahah!
Prince'in adını ilk ondan duymuştum; tohum ilk o gün atılmıştı.
O günden sonra müziğe bakış açım hep çok farklı oldu ve arkadaşlarımın önerdiği her "süper" vokal, her "mükemmel" davulcu, her "ultra" basçı,her "fevkalade" gitarist önce Prince çıtasını aşmalı ya da en azından ona yakın olmalıydı.
Evet, Prince müzikte bir çıtaydı.
Amerika müzisyen ve entertainer'ı ayırır. Prince her ikisinin de belki de en son temsilcisiydi.
Bugün iyi müzisyen olabilirsiniz ama dünyanın dört bir yanında yaşayan farklı kültürlerde insanların hayatlarının arkasında çalan müzik olmak bambaşka birşeydir.
Hayatım akarken arkada çalan müziklerin sahiplerindendi.
O, müziğiyle bir devrimci, müzik endüstrisine karşı tavrıyla sıkı bir asiydi.
Çok ama çok üzgünüm.
Yolu açık olsun.
Nothing compares to you.
#Prince