31 Mart 2014

Gelecekseniz

Sadece, hükmünüze güveni olmayan 30binden fazla gönüllünün sandık başında nöbet tutmak zorunda kaldığı, 68 noktada elektrik kesintisinin yaşandığı, aleyhinize 1418 seçim ihlal tutanağı tutulduğu için baştan şaibeli olan bu seçim lehinize sonuçlanınca, meydanlarda ustanızın biley taşında bilediğiniz dişlerinizi saklayarak kamil insan tavrı takınıp beni "hayırlı olsun", "milli iradeye saygı" mesajlarınızla, kucaklamanızı falan kesinlikle istemiyorum; çünkü bu sahtekarlık!

Temizlenip geleceksiniz.

Tabii artık sadece ustanızın temizlenmesi de yetmez; çünkü bu tercihinizle siz de bu pisliğe boğazınıza kadar battınız. O yüzden hepiniz temizlenip öyle geleceksiniz.

14 yaşındaki çocuğa terörist diyen ağzınızı yıkayıp geleceksiniz.

Kızlı erkekli çocukları sokak aralarında kıstırıp döverken ellerinize bulaşan kanı yıkayıp geleceksiniz.

Camiye ayakkabılarıyla girdiler; camide bira içtiler; türbanlı bacımın üstüne işediler diyen kopasıca dilinizi kirece batırıp geleceksiniz.

Ayakkabı kutularından fışkıran, evlerinize sığmayan, bir türlü sıfırlanamayan yetim hakkından kurtulup geleceksiniz.

Ateist dediğiniz, dinden imandan soğuttuğunuz insanların vebalinden kurtulup geleceksiniz. 

İnsanlar can çekişirken, şimdi haşhaşi, virüs, paralel dediklerinizle Türkçe Olimpiyatları'nda söylediğiniz şarkıları unutup geleceksiniz.

Gözünü çıkarttığınız 11 insanın gözlerinden öpüp af dileyip geleceksiniz.

Göz bebeklerini, Abdullah'ını, Ahmet'ini, Ali İsmail'ini, Ethem'ini, Mehmet'ini, Hasan Ferit'ini, Mustafa'sını, Medeni'sini, Berkin'ini, Burak Can'ını kaybeden anaların ellerinden öpüp af dileyip geleceksiniz.

Kumpaslarla hayatlarını çaldığınız insanlara, ailelerine kaybettikleri yılları geri verip öyle geleceksiniz.

Gelecekseniz, önce dün, dünya menafaati için vicdanınızı yitirip nelerden geçtiniz,onun hesabını verip tövbe edip geleceksiniz.

Yani öyle balkondan olmaz.

Şimdi lütfen ustanızın yasakladığı ve sizin de bu seçimle yasaklanmasını onayladığınız mwitter, mutube, meysbook gibi pis şeyleri yere bırakın. Dağıtılan tabletleri tepsi yapın. Ayrıca Suriye ile çıkartılmak istenen kirli savaşınıza da sadece siz oğullarınızı yollayın.

Yazın çocuklarınızı Kur'an kursu için Egemen'e, kışın Başbakanı istifaya davet eden Bayraktar'ın, Ağaoğlu'na yaptıracağı, hayırsever Rıza Sarraf'ınızın finanse edeceği okullara yollayın.  

Biz mi?
68'liler mi vazgeçmiş, 78'liler mi?
Asa asa fidanlar mı tükenmiş?
Denizler mi kurumuş?
Bizi merak etmeyin :)

İlk düştüğünüzde sizi biz kaldırırız.

Hadi bana Eyvallah.

28 Mart 2014

Daha Çok İşimiz Var

Bir gidin Allah aşkına!

Daha AKM'yi açacağız, operaya, baleye, konsere, tiyatroya sanata doyacağız. Taksim'i yeşile, ağaca, merdivenleri gökkuşağına boyayacağız. Gezi Parkı'na çadırlarımızı kurup anıtlarımızı dikeceğiz, kayıplarımızı anacağız. Kimimiz namazını kılacak, kimimiz öpüşecek, ama en önemlisi ve en değerlisi, hepimiz ama hepimiz, ötekisiz hepimiz en çok paylaşacağız; yemeğimizi, acımızı, mutluluğumuzu, dünümüzü, günümüzü ve geleceğimizi. 


Elele tutuşacağız, sevişerek anlaşacağız. Hepimiz orada olacağız, hepberaber olacağız. Onun dediği gibi değil, gerçekten, gönülden bir olacağız, iri olacağız ve diri olacağız. Çöpümüzü toplayacağız, çöpünüzü toplayacağız; kirinizden ve kibirinizden ülkeyi arındıracağız. 

Özgürlüğü kutlayacağız, insanlığı, iyiliği kutsayacağız herkes için. İnancımızı kurtaracağız ötekileştirenlerden; ve yolculayacağız karanlıklarına...

Daha çok işimiz var!

Hadi gidin Allah aşkına!

#direngezi

26 Mart 2014

Kime Oy Vermeli


Değerli Halkım,

Günümüz dünyasında hiçbir ülke ilkel yöntemlerle, dürtülerle, iç güdülerle, hele hele kendilerini diğerinden daha akıllı zanneden 2 grup ya da daha fazla gruplarca yönetilemez; istikbali insani zaaflara kurban edilemez. 

Cumhuriyet değerlerini benimsemiş, Cumhuriyet'in nimetlerinden faydalanarak, yokluktan çıkmış, adım adım, elemelerden geçerek, seçilerek kariyer yapmış ve hayat kurmuş, devlet adamı niteliği taşıyan, bürokrasiyi iyi bilen, yabancı dil bilen, akılcı, "2+2 kaç eder?" sorusuna "Bence 4" cevabı vermeyecek, bölücü söylemlerde bulunmayan, yönetim gücü için resmi olmayan ittifaklara ihtiyaç duymayan, iktidarına millet dışında hiçbir grubu ortak etmeyen, aldanma lüksüne sahip olmayan, vizyonu geniş, taktik kabiliyeti gelişmiş, takım oyununa yatkın, güler yüzlü, tatlı dilli, gönlü geniş, ailesiyle toplumun genel, mütevazi aile yapısını büyük oranda yansıtarak ülkeyi temsil edecek, insanlara huzur veren, en önemlisi de hakkında şaibe olmayan, nüfuz ticareti yapmayan, eline kan bulaşmamış, şiddeti hayatının hiçbir döneminde benimsememiş, dürüst kişiyi başa getirmek elimizde. 

Unutmayalım ki seçeceğimiz kişi hem dünyada bizi temsil edecek, dünyanın gözünde toplumumuzun fotoğrafı olacak hem de yetişecek yeni nesillere, çocuklarımıza örnek teşkil edecektir.


Ona göre oy verin!

Sevgiler 

14 Mart 2014

Nah


Özellikle çocuğu olanlar lütfen acılı insanları "Çocuğuna sahip çıksaydı" diye tenkit ederken dikkat edin, insaflı olun!

Kim bilir belki sizin de bir gün 

bir Erdal'ınız,
bir Berkin'iniz, 
bir Burak'ınız...

bir Deniz'iniz olur...

...ve nah evde tutarsınız!





13 Mart 2014

Farkında mıyız



























Gezi Parkı'nı, yanlış hatırlamıyorsam 2. haftasında, çekilen PKK bayrakları yüzünden terkeden çok insan görmüştüm. Gencecik polislerin bana, sıkıysa indirin o bayrakları yoksa siz de teröristsiniz dediğini duyduğumda anlamıştım ki "son algı bükücü" direnişi bastırmak için her yolu deneyecekti; direnişi ya milliyetçilikle ya da dindarlıkla kıracaktı.

Gezi Parkı'ndaki Anti-Kapitalist Müslümanların varlığı direnişe din üzerinden bir saldırı yöneltilmesinin önünü tamamen kesmişti. O zaman elde bir tek, büyük kitleleri bir anda harekete geçirebilecek "milliyetçilik" kalıyordu. 

Bence bu hareket, direnişi kırmak, direnişin kamuoyu desteğini yitirmesi ve günlerdir uykusuz genç polislerden destan yazan kahramanlar yaratmak için oynanan kirli bir oyundu. 

Neden mi böyle düşünüyorum?

Size, emniyet güçlerinin, Gezi Parkı'na yapılan ilk büyük operasyonda tüm örgüt bayraklarını alandan temizleyip bir tek PKK bayraklarına dokunmadığını söylesem! 

Çok daha sonra tesadüfen bu yazıyı okuduğumda şaşırmamıştım... 

Şimdi belki Berkin Elvan'ı ebediyete uğurladığımız milyonların katıldığı yürüyüşte bir tek PKK bayrağı olmayışının değerini daha iyi anlarız. Organizasyonu kim yaptıysa, ne derin, ne paralel devlet sızamamış olmalı ki malum zat yine milliyetçilik duygularını sömürerek bir kaos ortamı oluşturmasına imkan verecek malzemeyi bulamadı. Bunu aslında bir anlamda da operasyonel güç kaybının göstergesi olarak değerlendirirsek yanılmış mı oluruz?

Neden mi bir organizasyon ekibi varlığı arıyorum?

Küçük bir kaç olay dışında bu kadar düzenli ve sağduyulu hareket eden, provokasyonlara izin vermeyen milyonluk gruplara dünyada pek sık rastlanmaz, hatta hiç rastlanmaz  da ondan.

Bir düşünsenize o törende tek bir PKK bayrağı açılsaydı ne olurdu?

Kimler miting meydanlarına malzeme yapardı?

Kimler ellerini ovuşturarak seyrederdi?



Uçurumun kenarından dönmüş olabilir miyiz?




















Uyan


Uyan desem
Uyanır mısın halkım
Kalk desem 
Kalkar mısın aşkım

Uyan 

Anlaman için söyle
Ne yapmam lazım
Uyanman için
Kaç gün daha uyumam lazım

Uyanman için söyle
Ne yapmam lazım
Anlaman için
Kaçımızın ölmesi lazım

Bir an olsun
Beni candan sayar mısın
Bir kez olsun
Kendini yerime koyar mısın

Uyan 

Anlaman için söyle
Ne yapmam lazım
Uyanman için
Kaç gün daha uyumam lazım

Uyanman için söyle
Ne yapmam lazım
Anlaman için
Kaçımızın ölmesi lazım

08 Mart 2014

Kadınlar Günü

Çok değil henüz 5 sene önce 10 Eylül 2009 tarihinde yaşanan Halkalı'daki sel felaketinde Güldane Çiftçi (22), Özlem Ünal (19), Bircan Karataş (21), Naciye Karadeniz (47), Altun Yüksek (46), Fikriye Özentürk (43), Nuriye Can (37), Nebahat Salkım (39) isimli 8 tekstil işçisi kadını AKP'nin rantçı belediyecilik anlayışına ve yetkili olacak heriflerin sorumsuzluğuna kurban vermiştik...

2005 yılında üzerlerine fabrika kapısı kilitlendiği için çıkan yangında yanarak hayatını kaybeden 5 işçi kadın gibi...

Adıyaman'da 38 çocuğu yetim bırakan, 9 kadın tarım işçisinin hayatını kaybettiği trafik kazasındaki gibi...

Sadece 2013 yılında 28.000 kadının şiddete maruz kaldığı, 237 kadının çeşitli şiddet olayları sonucunda hayatını kaybettiği bir ülkede insanların Kadınlar Günü'nü meydanlarda kutlaması gerekmez mi?

Kadınlar Günü kutlu olsun!
http://www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net