02 Kasım 2015

İyi ki varsın CHP!


Bakıyorum da dün geceden beri bir sürü çok akıllı adam ve kadın televizyonlarda seçimi yorumluyorlar. MHP'ye hiç değinmeyeceğim. Yok efendim CHP beceriksizmiş, toplumu iyi okuyamıyormuş, Kemal Kılıçdaroğlu karizmatik bir lider değilmiş, istifa etmeliymiş. AKP de çok çalışmış, halka inmiş, hizmet etmiş falan filan...

Arkadaşlar bunu söylemekten nefret ediyorum, insanları şucu bucu diye ayırmayı da hiç sevmiyorum ve lanet olsun siyasetle ne alakası var ama Türkiye'de çoğunluk namaz kılanı seçti, Sünni'yi seçti. Kimse kendini kandırmasın! Saatlerce yorum falan dinleyip beyninizi sulandırmalarına izin vermeyin. Bu ülkede büyük bir çoğunluk için rakı içen Sünni, namaz kılan Alevi'den makbuldür. Sünni isen çal, çırp, öldür, küfret, fuhuş yap farketmez, affedilirsin.

Hala namaz kılarken fotoğrafını çektirip paylaşan, meydanlarda rakibi için "Alevi o, Alevi" diye bağıran bir liderin karizmasından, kurduğu partinin teşkilat yapısının gücünden bahsetmeye utanmıyorlar.

Ve iddaa ediyorum eğer, bir hayli solcunun ve Kürt Alevi'nin desteğini alan "solcu" Selahattin Demirtaş da Cuma'lara gitmeyen bir adam olsaydı HDP barajı marajı aşamazdı. 

Ben, bir Alevi'yi seçmeyi bırakın, Alevi'nin elinden su içmeyecek insanların çoğunlukta olduğu bir ülkede, büyük bir cesaretle, inanç bağımsız olarak, salt insanlık temelinde bakarak Türkiye siyaseti için fazla temiz ve dürüst demeyeceğim, Türkiye'nin hak ettiği temizlikte ve dürüstlükle, tam anlamıyla Cumhuriyet çocuğu bir Alevi'yi genel başkan olarak seçip destekleyen ve arkasında duran CHP'yi ayakta alkışlıyorum. 

Bir gün insanların inançlarıyla, ırklarıyla, tercihleriyle yargılanmadığı bir Türkiye'ye kavuşursak CHP'nin payı çok büyük olacak.


Siyaset Dostluğun Önüne Geçer mi?

Şimdi ülkemde her yüz kişinin 49.4'ü ve siyasi görüşüne saygı duyarak, siyaset dostluğumuzun önüne geçemez diyerek beraber yediğim içtiğim, evine girip çıktığım, çocuklarını sevdiğim, alışveriş yaptığım, derdimi paylaştığım, omuz omuza çalıştığım, Fener'in galibiyetinde beraber sevindiğim, mağlubiyetinde beraber üzüldüğüm, doğum gününü kutladığım, anasını anam, babasını babam, kardeşini kardeşim bildiğim, canım dediğim AKP'ye oy veren insanlar, 

Kanaltürk'ü, Bugün TV'yi iyi ki kararttınız.
Medyaya baskıyı artırın, başka sevmediğiniz kanalları, gazeteleri de kapatabilirsiniz, her kafadan aynı ses çıksın mı dedi?

Dilek Doğan'ı evinde, ailesinin gözü önünde iyi ki vurdunuz.
Gerekirse başka şüphelendiğiniz insanları da evlerine girip vurabilirsiniz mi dedi?

Ankara'da aralarında 9 yaşında Veysel'in de bulunduğu yüzden fazla insan katledildi.
İşinize geleni koruyun, gelmeyeni korumayın mı dedi?

Zırhlı polis aracının arkasında öldürülen bir insan sürüklediniz.
Öldürmek yetmez mi dedi?

Emevi Cami'sinde Cuma kılacaksınız diye Esad'a karşı desteklediğiniz IŞİD, Diyarbakır'da polislerimizi şehit etti.
Bizce de nankörler mi dedi?

Dağlıca'da yola döşenen 400kg bombayla 16 canımız şehit oldu. 
Askeri koruyacak teknolojiyi boşver sarayda altın varaklı koltuklarda otur mu dedi?

Son 5 ayda 167 şehit verdik.
3 değil 5 çocuk yaparız yeter ki istikrar sürsün mü dedi?
Mertkan ne içtin abi, sen neyin kafasını yaşıyorsun bunları hiçbiri olmadı, gafletten uyan mı dedi?

Anlamayı gerçekten çok istiyorum.

Siyaset insanlığımızın önüne geçtiğinde nasıl dostluğumuzun önüne geçmeyecek bilemiyorum. 

Ha bu arada haksız yere hapislerde çürütüp sonra afedersiniz dediğiniz askerleri, gazetecileri, kol kola Türkçe Olimpiyatları kutlayıp sonra "paralel" dediğiniz hoca efendinizi, anasını yuhalattığınız Berkin'i, asayişten sorumlu kıldığınız esnafın döverek öldürdüğü Ali İsmail'i, gezi direnişinde aldığınız gözleri, canları, söylenen yalanları nasıl sindirebildiğinizi hiç sormuyorum. 
Onların cevabını zaten 2014 yerel seçimlerinde vermiştiniz değil mi?

Varsın olsun ısrarla iyi niyetliyim ve anlamaya çabalayacağım ama sen de beni, yani 50.6'yı, yani ülkenin yarısından fazlasını anlamaya çalış olur mu kardeşim?