O, menfaati olan çocuklu
kadınlara anne der.
O, yalnız onların
ağlamamasını ister.
O, kendisini siyaseten zora
düşüren, iktidarını zora sokan, cemaatçiliğin hızla kürt milliyetçiliğine karşı
kan kaybettiği, Doğu Anadolu'daki çocuklu kadınlara anne der.
O, çocuklarına kelle dediği
şehit annelerine anne der.
Onu bile lafta der, sözde
der.
Çünkü aslında o, "Ananı
al da git" diyeli çok olmuştur.
Analar onun umurunda
değildir.
Olsaydı barışçıl Gezi Parkı
protestolarını, halkına karşı şiddet kullanmaya meşru sebep haline getirmek
için çabalamazdı. Yalanla dolanla halkı galeyana getirmek için çabalamazdı. Güvenlik
güçlerine "Destan yazdınız" demezdi. Palalıların yurtdışına kaçmasına
izin vermezdi.
O 'ağlamasın' dediği
analardan birini arar başsağlığı dilerdi.
Niye aramadı?
Çünkü ölenler onun seçmeni
değildiler; vatandaş değildiler; analarının kuzusu değildiler; kendisi gibi
değildiler; yaratmak istediği tipte değildiler; ve hatta insan bile değildiler.
Onlar çapulcuydular!
8000 bine yakın yaralının
annesi anne değil onun için...
12 gözü çıkanın annesi anne
değil onun için...
5 ölenin annesi anne değil
onun için...
Onun derdi anneler değil
artık herkes daha iyi biliyor, daha iyi görüyor.
Çocuklar da çikletten
çıktılar zaten.