Bana şu yaşıma dek, ne babam
ne de bir büyüğüm şuna oy ver, şuna inan demedi; evleneceğim dediğimde, seviyor
musun diye sordular, kimlerden diye soran olmadı; babam komşumuzun kaldırımını
da bana süpürtür, işçisinin parasını teri kurumadan verirdi...
Eskimi değil yenimi
paylaşmayı, kimseyi hor görmemeyi öğrettiler... Öleceğini bilsen yalan söyleme,
kula kulluk etme; aldatma, aldanma; üzme ,üzülme diye tembihlediler.
Yani kardeşim diyeceğim o
ki,
yolumun Gezi Parkı'na düşmüş
olması tamamen mecburiyettendi :)